28 Aralık 2012 Cuma

Artık 2013 'e Girebilirim

Dün sabah öyle enerji dolu uyandım ki sabah 06:00 da kahvaltı hazırlamaya başladığımda tahmin etmeliydim bu enerjinin bir sebebi olacağını.

Rutin günlerden biriydi. Öğlen sarı kuzuyla yemek yedik..Eskiden aşkından öldüğü ama onu bırakıp Amerikaya giden adamın arayıp yanıma gel dediğini ama evleceğini duyduğunda adamın telefonu suratına kapatıp 5 dk sonra ağlayarak aradığını anlattı. Zaaflarımızından kurtulmamızın şerefine bir kadeh şarap içtik..

17:00 gibi telefonum çaldı. ............... arıyoruz. Donör olarak uygun bulundunuz 4 gün içinde operasyoan hazır olur musunuz dedi bir ses?
Neden bilmiyorum ağlamaya başladım telefonda. Ağlayarak yarından itibaren burada olmayacağımı ama hemen bu akşam gelebilceğimi söyledim. Süper dediler. Bekliyoruz.

Onu aradım neden bilmiyorum. Geliyorum ben yanında olurum dedi. Gittik genel anestezi ile alındı. Uyandığımda sadece uyuşukluk hissi vardı. Ağrım sızım yoktu ve istersem hemen çıkabiliyordum.

Ufaklığı görmek istediğimi söyledim. Ameliyata alacaklardı. Tanıştık ve bana öyle bir teşekkür etti ki hayatımdaki hiç bir erkek babam dışında beni öyle içten öpmemişti..

Tekerlekli sandalyede olmama gülümsedi. Çok acıdı mı dedi yok dedim hep uyudum..
Bu söylediklerimin hepsi toplamda 6 saat sürdü. Ben onun ameliyat çıkışını bekledim heyecanla.. Başarılıydı kelimesini duyup uyuşuk ayaklarım ve ben ayrıldık hastaneden.

Kızlara bırakmasını istedim gece ne olur ne olmaz.. Kızçeler şokta biri çığlık atar öteki ağlar..
Bu sabah yine 06:00 da uyandım. Aradan geçen 24 saatlik sürede verebileceğim  en güzel hediyeyi vermiştim.. Abartmıyorum ve iddaa ediyorum hayatımın en doğru beni en mutlu eden kararıydı. Ve alabileceğim en içten öpücükle artık 2013 'e girebilirim.

uzunbacaklibaba


27 Aralık 2012 Perşembe

Yeni yil hediyemi verdim

O kadar heyecanlıyım ki..
Neresinden başlayacağım bilmiyorum..
Sabaha detaylı yazacağim ama sadece şunu söyleyebilirim ki ben bu gün daha 4 saat önce ilik verdim. 5 yaşindaki Kerem ile artık ilik kardeşiyiz..

Ağrım acım yok biraz uyuşukluk var hepsi bu... Feda olsun agrim acim sizim..

Uzunbacaklibaba

24 Aralık 2012 Pazartesi

...

Kız kapıdan içeri girdiğinde 24 yaşının verdiği enerjiyi iş hukuku finaline harcamış olmanın  bıkkınlığı içindeydi.İstemeye istemeye geldiği  cafede tanıdık gözleri aradı ve bulması zaman almadı. Kalabalık masanın en ucuna oturdu hemen bir sigara yaktı. Kapalı alanlarda hala zehirlenebilinir dönemdi. Masadaki herkesi tanıyordu bir kişi hariç.Kumral kirli sakallı at hırsızı kılıklı herif selam bile vermemişti. Aptal dedi kız içinden sanki yiyeceğim diye uzattı daha sonraki yapacaklarını sanki bilir miş gibi.

En yakın arkadaşı tanıştırdı. Enişte beyin en yakın arkadaşıydı kendileri. Couple couple dedi yavşak enişte sırıtarak.1 -2 saate dördü kaldılar. Sinema yemek vs derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadılar. 3 gün sonra birliktelerdi.
Çocuk fotografçılık eğitimi alıyordu. Ünlü bir yönetmenin oğluydu. Sanata eğilim genetikti. Kız biraz akıllı hukuk okuyan ama fotoğraf manyağı, yaşıtlarına göre fazla kitap okuyan başka bir deliydi.

Gel gitli şaşalı bol bol kızın üzüldüğü bir 4 yıl geçirdiler..O arada diğer çift arkadaşları evlendi. Bunlar bir kaç kez ayrıldı.Kız her defasında bir kaç kilo verip barıştıkları ilk hafta normale dönüp durdu. Olmuyordu ne kopabiliyorlar ne birlikte yapabiliyorlardı. Adam kızı düşünmeden edemiyor ama sadece o kız da ona yetmiyordu.. Kızdan 4 yaş büyüktü..

Bu gel gitlerin arasında bi sevişmenin ardından adam hunharca çekti bıçağını.Dayadı kızın boynuna oracıkta kesiverdi beyaz teninden görünen şah damarını.. Yataklar çarşaflar her yer az önce yapışan sexin kokusunun üzerine kırmızıya bulandı.. Ben dedi sadece seninle olamıyorum. Yetmiyor.. Sevişecek başka kadınlarda var.. Hiç bir bıçak bu kadar keskin olamazdı..Bu kadar can yakamaz bu kadar hızlı can alamazdı.. Ama bu da unutulacaktı..

Kız apar topar kalktı üzerindeki sperm kokusuyla giyindi hızlıca..
8 ay hiç görüşmediler.. Kız 8 kg verdi. Erkek 8 kg sperm harcadı..
------
Kız ince bedenine giydiği bol kıyaferlerle koşarak girdi kapıdan.. İşe kabul edilmişti..Hukuk mezunu bir metin yazarıydı o artık.Heyecanla masaya oturdu evveeet dedi bağırarak.Dudağındaki piercing dişlerine çarptı.. Masada onu heyecanla dinleyen yabancı bir çift gözü görmesi 2 saatini aldı..Merhaba -merhaba...

Tanıdığı diğer adamlara benzemiyordu.Kibar nazik düşünceli sürekli ona kendini iyi hissettiren inanılmaz bir adamdı. Kızın taşıdığı bıçak izini öyle güzel kamufle etmişti ki şah damarının yokluğunu hissetmiyordu kız 1. yılın sonunda.. Evlen benimle dedi o başka adam.. Sen benim hayatımın kadınısın.. Evet dediği gün ofise döndüğünde en sevdiği çiçeklerden oluşan 20 buketlik bir demet vardı masasında. Ve bir not ; 'seni düşünmediğim tek bir dakika geçmedi.Dön bana'. Mesaj şah damarından dı..Çiçekleri görmedi notu bir kez daha okumadı..
6 Ay sonra elindeki nikah yüzüğüne inanmıyordu.. Mutluydu..Mutlu ediyordu..
2 yıl herşey inanılmazdı.. Arada şah damarı aklına geldiğinde gözleri doluyor şah damarının olmadığını fark ediyor ama karşısındaki adama bakıp 10 dk da kendine geliyordu.. Bazen bir şarkıda bazen bir yolculukta geçirdikleri 4 yılı hatırlıyor ağlamanın eşik sınırını zorluyordu.

Evlilik yıldönümlerini kutladıkları tatilin 10 gün sonrasıydı.. O inanılmaz adam o kimseye benzemeyen başka adam uzun bir süredir aldatıyordu kızı sinsice.. Ne olduğunu  anlamadı. Tek celsede boşandılar. Bütün bu süreçte aklında olan tek şey şah damarıydı.

Boşandığı günün ertesinde dünyanın en soğuk memleketindeydi kız..Uçakta heyecandan ölmediğine sükür etti. Çünkü  cellat kızın o başka adamla evlenmesine dayanamayıp düğünden  1 ay sonra deniz aşırı bir kutup ülkesine taşınmıştı. Ünlü bir fotoğrafçıydı artık..

Aradan bir düğün- yıllar- bir boşanma -sayısız sevgili -sayısız sevişme geçmemişti..Hala aynı kahkahalar aynı susmadan konuşmalar aynı öpüşler aynı dokunuşlar aynı birbiri ile dalga geçen çiftti..
3 gün nasıl da geçmişti..

Kız bu akşam o 3 günü anlatırken ağlama ile gülme arasında gidip geldi hep en yakın arkadaşına .. Şu an dedi aklımda olan tek şey ona hala aşık oluşum.. Ne kocam tarafından aldatılmış olmak ne yeni boşanmış olmam umrumda değil..

Ben şah damarımla ölmek istiyorum..

Sonrası mı? Sonrası iyilik..

uzunbacaklibaba



ve cümle başlar..

o hikayeyi bitiremedim:(
bok gibi hastayım deli gibi bir ateş..terleme..mide bulantısı..

başımı kaldıramıyorum ama saat 22:00 ye kadar da toplantım var..
aldığım vizeye bile sevinemedim.ne ara bavul yapıcam..:(

yani bu arada bir aşk eksikti..

uzunbacaklibaba



23 Aralık 2012 Pazar

heyecan

Bir hikaye yazmaya başladım ama öyle heyecanlıyım ki bunu size anlatma konusunda sabaha ancak bitecek:)

Sabaha süper bir hikaye ile sizinleyim:)

uzunbacaklibaba

!

Bildiğin kalp çarpıntısı bu.

22 Aralık 2012 Cumartesi

2013

Yahu ne oluyoruz?
Her şey neden bu kadar hızlı ve garip gelişiyor?

Bu akşam ev ev değil bildiğin mahalle muhtarlığı gibiydi.
Gelen giden.. Gelen gitmeyen..
Mesela şu an mutfakta birileri var ve ben sadece 2 kişiyi tanıyorum. Sıcak şarap yapmaya çalışıyorlar.
Ben malum hareket kabiliyetim wc ye gitmenin ötesinde değil..

Ceyda dayanamadı geldi.Halimi görüncede beş saat bu defa beni sevdiği için üzdüğü açıklamasını yaptı. Mümkünse artık birileri beni sevmese. AMK her seven ağzıma sıçıp sıvıyor..

Vizen var mı dedi? Var dedim. Ok dedi elime bir zarf uzattı. Yeni yılda buda değilim ama kimle nerede olduğumu 1 Ocak sabahına kadar söylemek yok:) 

Neyse bu laf salatalarının dışında bütün akşamdır beni hafif hafif içirdiler. Oysa alkol almam yasak..
Dışarı çıkamadığımı duyan herkes eve geldi. Benim evim göt kadar yahu...

Hasta yattığım için her şey mübah ya şu an bilgisayarın elimde olmasınada ses etmiyorlar ki zaten hepsi mutfakta sigara içiyor.

Düşüncelerim birbirine girmiş durumda. Ama uzun zamandır düşündüğüm ve çözemediğim iki konu kokuşmuş bir ölü gibi önümde.. Ben çomakladıkça acı çekiyorlar gibi duruyor ama bir süre sonra hareketsiz kalıyorlar.

Overthinking denilen bir şey var ve ben bunu sanırım doz aşımı halinde yaptım. Son 1 aydır hiç bir şeyi düşünmeden yapmaya çalışmamda bu yüzden sanırım. Ama bu gün Kubi nin dediği gibi. Hareketsiz de kalacağım artık.. Ne anlatmaya çalıştığımı sanırım anlamadınız ama neyse...

15 dk ara verdim yazmaya. Neden mi?
Kapıda davetsiz bir misafir vardı..
Ahh bu arkadaşlarım ahh bu üzüldüğümü gördüklerinde paniklerinden ne bok yiyeceklerini şaşıran çatlaklarım..

Sizin yüzünüzden hayır demedim ki adama. O adam the one değildi. Hepsi bu!! Ben bir boşluk doldurma yarışında sandım kendimi hepsi bu..Bu yüzden de hareketsiz kalmaya karar verdim..

Eve almadığımız misafirin getirdiği işkembe çorbaları da ayrı güzelmiş.
Tamam kabul ediyorum orospunun tekiyim...

uzunbacaklibaba ( sakat olanından)



Sıkıldım..

Bütün geceyi kolumda serumla gecirdigime mi yanayim yoksa Ceyda ile şu an aramizin bozuk olmasina mi?

Dun gece tam kabanini asiyordum ki oylece kaldim sabahtan tutulmaya baslayan boynum top noktasina ulasmisti. Nasil hastaneye gittigim kismi tam bir trajedi;(

Ceydayi aradim gelmedi sevgilisini gonderdi. Hala çok kizginmis bana.

Seni kurbaganin yanindan geldigin halde gormeseydim bu kadar buyutmeyecektim diyip durdu butun aksam. Sen cok eglenceli bir kadinsin ama kurbaganin yanindan geldiginde sanki uzerine peri tozu serpilmis gibiydin. Ama seni o adamla (yani aday adayimla) yanyana da gordum tedirginlikten olecektin bunu kendine neden yapiyorsun diye bagirdi butun aksam.
Kurbagaya git yapis demiyorum ama demekki senin seni o hale getirecek birine sans vermen gerek dedi. Aslinda ona kaldan kurbaga ile ben su an hayatlarimizi harciyoruz..

Yataktan kalkamiyorum tek hamlede hala ama geceki gibi degilim.
Sabahda hastahaneye gittim. Doktor neye bu kadar sinirlendinde sinirin bir kopru kivamina geldi diye dalga gecti benimle..

Eee Parise gitmiyorum Amsterdami iptal etmistim ne bok yiyecegim 2013 un ilk dakikalarinda?

Uzunbacaklibaba

21 Aralık 2012 Cuma

huzur sadece bu huzur

En son bu kadar ne zaman ağladım hatırlamıyorum..
3. dubleden sonra çenesi açılan Ceyda hayatımda duymadığım kadar ağır konuştu benimle..

Öyle sarsıcı cümleler kurdu ki. Söylediklerinin hepsinin doğruluğu yüzünden bir süre sonra konuşamadım..

Şimdi yazamıyorum ama Paris e gitmiyorum.. Doğru olanın bu olduğunu zaten biliyordum..

Sebebi ne dün gece ne biri ne de Ceyda..

Ben kendimi zorluyorum hepsi bu..

Uzun çok uzun zamandır kendimi dün geceki kadar huzurlu hissetmedim..ve bu huzurum öyle bir dalga etkisi yaptı ki Ceyda artık açtı ağzını yumdu gözünü..

Dün geceki hissettiğim huzurun onda birini bile hissetmediğim biri ile değil Paris e bakkala gitmemem gerektiğini gördüm yada anladım diyelim..

Ama dün geceki huzur için arkadaşlarım dışında feda edemeyeceğim hiç bir şey yok sanırım..
Bu yüzden hiç bir şey hatırlamıyorum  eski yeni..

Daha uzun yazacağım ama boynum bir anda yine tutuldu..Oysa bu sabah sağlam bir amsaj yapılmıştı..
Umarım hastanelik olmam sabah:(

uzunbacaklibaba



bisiklete binmek

Yahu ne manyak bir okuyucu kitlem varmış.Sabahtan beri ne? nasıl yanii? buluştunuz mu? barıştınız mı? Aday adayına ne oldu?

Yahu bir halt olduğu yok sakin relax..
Bir şey olmadı...

Bir şeyin olması -olmaması .istenmesi - istenmemesi gibi bir şey söz konusu değil..

Parise gideceğim..Beni gerçek anlamda isteyen birini ben istiyor muyum bir bakmak lazım, gitmek için cidden cesarete ihtiyacım var ama bunu bana sağlayacak kimse yok...
Evet Ceyda ile şiddetli kavgaların eşiğindeyiz.Hatta içindeyiz..

Asla ama asla istemiyorlar onaylamıyorlar. Kafayı yiyeceğim..
Bu adam sana göre değil diyorlarda başka bir şey demiyorlar..

Dün akşam  bana kalsın olmaz mı? Sorular sormayın bu  konuda diğer tüm her şeyi yanıtlayayım..

Evet kızlar bitmek bilmeyen tepkilerine ek olarak Amsterdam da neler yapacaklarını anlatan bir video gönderdiler az önce..Offf Allahım herkesin arkadaşları işleri kolaylaştırırken benimkiler neden zorlaştırıyor yeaaaa...

Bir de bazı şeyler bisiklet binmek gibiymiş:)

uzunbacaklibaba


hayat kısa

Bir gariplik yok mu?
13 ay olmuş ve biz hala dün gece hiç bir şey olmamış gibiydik..
Aklıma hiç bir şey gelmedi yanındayken..
Hiç umrumda olmadı sürekli çalan telefonlar..
Sabah ayrılmış gibi günümüzün nasıl geçtiğini nasıl bu kadar hiç bir şey olmamış gibi konuşabiliyorduk..
Bir şey var ikimizimde bilmediği..
Sanki tarih şubat 2011 gibiydi.
Bir gariplik yok mu bunda?

Ne kadar inkar etsen benimle olan her şeyi öyle özlemişsin ki..
Ve benimle olduğun gibi kimseyle olamayacağını deneyerek de gördüğün için de öyle emin ki içim bu konuda..

Ben çoktan kabul ettim.

Hiç bir şey düşünmüyorum..Hiç bir şey istemiyorum..
Sadece elimizden kayıp gitsin istemiyorum dün akşam gibi akşamlar...

Yılbaşındaki Paris seyahati ne olacak acaba? Şimdilik gidiyorum gibi duruyor ama bakalım benim sağım solum belli olmaz biliyorsunuz.

hayat kısa kuşlar uçuyor...

uzunbacaklibaba

18 Aralık 2012 Salı

Heyecanlanmayan Paris gezgini..

Evet 28 aralik cuma saati bilmediğim bir uçakla Parise gidiyorum..Önümde okunmuş ve gelmeyen mailler elimde Amsterdam biletleri. Ve Paris plani..
Biletleri iptale de alamiyorum yanacaklar;(

Bu gün yazamadim gelmeyen ve okunmayan mailler yüzünden..

Saçmalayan uzunbacaklibaba

17 Aralık 2012 Pazartesi

:)

Yine mi guzeliz yine mi çiçek?

Sadece içinden geldi... Paris maillerini hala okumadim bu arada.. Belki yarın..

Uzunbacaklibaba

Şimdi Ne Olcak?

Aklıma gelenleri paldır küldür yapmaya başlama konusundaki azmimi sikiiiiim.Anlayacaksınız yazımı okuyunca baştan neden küfür ederek başladığımı.

Dün sabahtan süper bir aile kahvaltısındaydım.Ceydanın ablasında saatlerce güldüğümüz süper bir pazar başlangıcı oldu. Sonra oradan ayrıldık ben biraz alışveriş yaptım koşu ayakkabısı vsvs derken kuaför randevuma tabii ki geç kalıp azarı yedim.Ama ne yalan söyliyim yağmuruda yiyip solucan gibi gittiğim kuaförden bildiğiniz Nefertiti gibi çıktım yemin ederim.

Kanser teşhisi konulan babası için 15 gündür koşturan ve benim bir türlü telefona gitmeye ikna edemediğim elim yüzünden görüşemediğim arkadaşımı aradım.Onunla oturduk 1-2 saat. Benim her trajediye kahkaha ile yaklaşan halim ona iyi geldi biraz. Sonuçta aynı takımdaydık artık.. Tek farkım ben aynı takımdan jubilemi yapmış olmamdı ama hala o takımın en iyi fanitiği idim. Babamı çoktan beni beklemesi için göndermiştim.. O ise bu takıma yeni transfer olmuştu.

Günün sonunta tipik ekiple yine mangal partisi yapacağımızdan bütün negatif enerjisini almaya çalıştım nasılsa benim zuzular beni yine gülmekten kusma aşamasına getirecekti.

Sonra ekiple saat konuşurken o bitmek bilmeyen whatsup geyikleri ile biri dedi ki. Şu arkadaşını da çağırsana.Madem Paris e gideceksin bizi ekip ee bir bakalım. Onlar ile olan Amsterdam ı ektiğim için ne deseler yapıyordum. Ki benim yüzümden 5 kişilik ekip iki kişiye düşmüştü:(

Hem dedim kendikendime evet bir adım atmalıyım madem onunla Paris e gidiyorum. Bu ekip in onaylanması şart! Ceyda kıyametleri koparsada akşam yanımda oturuyordu şahs-ı muhterem.

Her anı anlatmak istesemde dilim varmayacak. ilk yarım saat iyiydi hatta fazla iyiydi.Ceyda bile 1 cümlecik de olsa konuştu. Masadaki erkekler ile muhabbet etmeye başladı. Ama benim ukalalığına doyamadığım sigaracı kuzum tabii ki sigara içmiyor olması ile epey komik bir şekilde uğraşmaya başladı konu ordan oraya gayet komik bir haldeyken ve ben tamam aklına geleni yapmaya devam et go go go  diye kendimi cesaretlendirmeye devam ederkeeeeeeen hay ağzıma edeyim wc ye gitme gafletinde bulundum. Döndüğümde sigaracı zillim sinirden kıpkırmızı yeşil gözleri ile adamı yemek üzereydi. Ne olduğunu anlamadım ama şahs-ı muhteremin saçmalamalarını duymam çok geç olmadı. Ceyda whatsupdan telefonuma tecavüz etmişti bile. O esnada şahs-ı muhterem  bana dönp izin istedi wc ye gitti. Allahım öleydim daha iyiydi o konuşmalara maruz kalacağımaaaa. En sessisimiz artist yönetmen bile uzunbacaklibaba yok canım benim dedi. Ceyda ki görüp görebileceğiniz en kibar insandır bana dedi ya gönder ya biz hepimiz gidiyoruz.
Şahs-ı muhterem geldi. Kulağına eğildim senin gitmen gerekiyor çünkü ben kalkacağım birazdan sigaracının midesi iyi değil dedim. Ben götüreyim sizi dedi yok dedim sen git ki rahat edebilsin senin yanında rahat edememiş. İzninizle benim kalkmam gerek yarın bir ihalem var dedi.. Tabii ki masadakilerin değil onun gitmesini benim istediğim gerçeği ile özgüveni ile kalktı masadan. Ben kıpkırmızı.. Önümde bulduğum ilk rakı bardağını fondip yaptım ki ben rakıyı şalgamla 8 saatte ancak içebilmeye başlamış bir insan evladıyım.

Masada herkes bana affet ama ile başlayan cümleler kurmaya başladılar..Haklılardı işin kötüsü..Önce kızdım onlara  ama sonra hak verdim..O masa uzun süredir 15 günde bir toplanır ve daha hiç gerginlik çıktığını görmedim ki ne yeni sevgililer ne eski sevgililer nekavgalı çiftler geldi o muhabbete.
Sabah Paris detaylarının olduğu bir mail gelmişti.Hala okunmayanlar klasöründe zavallıca duruyor yanına eklenen 3 mail ile birlikte. Olur böyle şeyler dedi artist sıkma canını çocuğun biletini de kesme sakın belki bizim yüzümüzdendir dedi ama o esnada masadaki herkes beni bırakıp yönetmene çullandı:(

Öyle içim daraldı öyle içim şişti ki anlatamam.. Ama 20 dk sonra yine masa eski masaydı..Kahkahalardan kusmak üzereydik.Herkes kendime geleyim diye uğraştı ve ben eve dönerken normale dönmüştüm. Ama aklım bende değildi. Nasıl uyudum bilmiyorum..O arada bi mail attım buraya iki cümle yazdım onları hatırlıyorum..

Şimdi ne olacak?

uzunbacaklibaba





16 Aralık 2012 Pazar

..

Bu geceyi anlatmalıyım ama yarın sabaha..
Sessiz evimdeki sakinliğe ihtiyacım var önce..

Uzunbacaklibaba

Nerden Geldin Sen Aklıma Ki?



BU AŞK BURADA BİTER

Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider

Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Yüzün bir kır çeçeği gibi usulca söner
Uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir

Yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler
Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı!
Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı
Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler

Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider

1965
(Bir Gün Mutlaka)

Ataol BEHRAMOĞLU

15 Aralık 2012 Cumartesi

saçmalıklarım isimli kitabım

Demiştim ya her şeyi düşünmeden yapıyorum diye.
Alın size düşünmeden verilmiş bir karar daha.
Yeni yıla Paris te giriyor olacağım.Aday adayının adayı ile. Bunu en yakın kızçelerime söylesem kafayı mı yedin adamla daha öpüşmedin bile diyecekler.Ama şimdilik iki ayrı oda da kalmak üzere olan bir teklife önce hayır dedim.. Sonra ne oldu bende bilmiyorum sikerim dedim ( evet beni kızdıran ve gaza getiren olaylar zinciri yok değil ama burada anlatlmayacak kadar önemsizler)  ve teklifine evet diyorum ama ayrı odalar kısmınıda çok sevdim dedim. Şaşkına dönmüş bir vaziyette bence aslında gelmek istemiyorsun biri seni kızdırmış ama şimdilik sorgulamayacağım vazgeçersen söyle yanımda isteksiz benimle zorla gelmiş bir kadınla 2013'e gireceğime 10 erkekle evde girerim yeni yıla daha iyi dedi. Her zamanki gibi beni rahat bıraktığı için onu bir kez daha takdir ettim.

Orada ne olur ne olmaz bilmiyorum..Yeni yıla Amsterdam da 5 kızla girecekken şimdi onunla Pariste gireceğim. Bakalım daha neler göreceğiz?

Nasıl böyle U dönüşler yapabiliyorum diye merak ediyorsunuz değil mi? Bende bilmiyorum. Ama bu yaptığım en sağlam karar değiştirmeydi sanırım. Az önce ( yazıya ara vermiştim) bildiğiniz 10 kızın arasında bahis açtım.3 kişi gideceğimi 7 kişi gitmeyeceğimi düşünüyor. Valla ben bi bok kazanıp kaybetmeyeceğim ama kızlar şimdiden çok eğlenmeye başladı orası kesin.İçlerinden sadece biri gidersen aşık olup döneceksin ve biz senin o halini çok özledik dedi. Orada susuverdim işte:(

Bu hafta sonunu evde geçirmeye karar verişim bunu uygulayışıma kurban olayım ben ayrıca. Bağışıklılık sistemim zayıflayacak ve bu başka konularda beni üzecek diye korkumdan en eğlenceli partilerin olduğu haftasonunu böyle evde pinekleyerek geçirdiğime inanamıyorum.Ama yarın akşam zincirleri kırıp pazar grubu toplantımızı bakalım hangi fasıllı ortamda yapacağız.

Bu arada koltuğa don-sütyen öyle bir gömüldüm ki sözde iki dk bir şeye bakıp pijamalarımı giyecektim tam 2,5 saattir hem bu yazıyı yazmaya hem de pinterestte salak salak fotoğraf bakmaya takıldım.

uff neyse  kendimden sıkıldım.
Kalkıp giyinip toparlanayım..

sıkıntıdan saçmalayan uzunbacaklibaba







14 Aralık 2012 Cuma

işte böyle saçma bir yazı

ve iki haftayı da bitirdik yeni ajansımızda..
Her şey güzel gibi şimdilik biraz keyfi biraz eğlenmeye çalışıyoruz..

Her şey garip garip değişirken benim hayatımda ve etrafımdaki herkesin hayatında değişmeyen bir şey var.Dönüp dolaşıp-susup konuşup-düşünüp boşverip yine aynı yere geldiğim tek bir konu var.
Ne yazmaya dilim var ne de yazmak istiyorum. Sadece şaşırıyorum. Yani bende mi bir tuhaflık var. Lan yoksa hasta mıyım?

Uff neyse düşünemeyeceğim. Bu hafta sonuna şiş bademciklerim ateşten fırtlayan uçuğum ve halsizlikten bu yazıyı bile yazamayacak saçmalıklarımla giriyorum. Akşam çok gitmek istediğim bir konser var ama ben onun yerine muhtemelen evde diziden diziye koşuyor olacağım..

Bu öğlen aday adayının adayı ile yemek yedim.Eğlenceli adam bir diyeceğim yok.Üzerime de çok gelmiyor.Onunla zaman geçirmekte keyifli. Sanırım zamana bırakarak en güzel kararı verdim.Hayır demedim ama evet de demedim ve bunu ona anlattım. Benim seni hayatıma sokmaya karar vermem gerek yada bir gün bakarsın yok olmuyor derim dedim. O da bunları kabul etti. İyi bir arkadaşım var şimdilerde öyle diyorum kendikendime bu adam için. Ama beni asıl düşündüren onu öpmek ona dokunmak gelmiyor içimden..İçimden kimseye dokunmak gelmiyor orası ayrı konu..Yani bu normal mi değil mi  bilmiyorum.Ben aşık olmadan böyle mi oluyordum? Aşık olana kadar görev icabı mı öpüyordum sevgililerimi hiç bir bok hatırlamıyorum. Beni tek düşündüren bu. Yoksa onunla aramdaki iletişimde hiç bir problem yok onunda benden ekstra  bir talebi yok.Bırakın elimi tutup öpmek istemesini yanlışlıkla elime dokunacak diye aklı çıkıyor olurda ben yanlış anlarmıyım diye.Açıkçası bu komedi ile eğlenmiyor değilim.Ama ben bu değilim ki. Ben bi alışveriş merkezinde sevgilisinin poposunu mıncıklayan, yüzlerce kişinin içinde sevgilisini ön sevişme tadında öpebilen bir kadındım. Yani neler oluyor bu işler böyle miydi?

Neyse bu aralar işim dışındaki hiç bir şeyi düşünerek yapmıyorum.Canım nasıl isterse kopturup gidiyorum..En güzeli de bu sanırım.

Ceydanın bu günlerde yaşadığı gibi aslında. Mutluluk onu hiç beklemediği anda vurdu..Öyle tatlı ki bu günlerde..Öyle aşık öyle başka ki.Ona bakarken onun mutluluğuna mutlu olmaktan gözlerim doluyor resmen:)

Şimdilik bu kadar..Bana müsade. Bu hafta sonu bol bol yatıp bol bol saçmalarım size artık.

ucunbacaklibaba

12 Aralık 2012 Çarşamba

.

Gitmek sadece bir eylemdir.
Unutmak ise kocaman bir devrim.
demiş Nazim Hikmet..
Ve sadece devrim yapanlar hatirlanir.. Ve ben hatirlanmayi isteyecek kadar...

Bir Ankara Nişanı

Oldum olası isteme-söz -nişan -düğün olaylarıdan nefret ettim.
Prosedür oluyorsa bir şey hemen ortamdan uzamak en büyük adetimdir.Tabii ki yakınlık derecesi sebebi  yada deli gibi eğleneceğimi bildiğim için  katılmak durumunda kaldığım sayısız düğün oldu orası ayrı.Ama 30 yaşında bir kadın olarak bir tanesi hariç ( en altta) hiç birine bile ayyyyyy diyip salya akıtmadım,özenmedim.

Birlikteliklerin artık evlilik  nişanesi  ile onurlandırılması kısmınında gereksizliğine artık bütün kanım canımla inanır oldum. Artık kimse beni evlilik kurumunun onursallığına inandıramaz öyle de katıyım bu konuda. 

Ben böyle inançlarımla konuşadurayım etrafımdaki kızçelerimin prosedürsel şamataları süredursun. Çocuk diye kıçını düşürecek sevgili sarı pipimiz haftasonu gelenekselin ötesinde bir nişanla dünya evine ilk adımını attı. Gündüz protokolden öldüğümüz bir nişanın ardından akşam başlayan ve ertesi sabaha kadar devam eden alkolün su olup aktığı sigara yerine bilimum çeşitli tütünün tüketildiği gülmekten hepimizde karın kaslarının oluştuğu epey eğlenceli bir nişandı. Sabaha karşı ünlü ASPAVA da yenilen yemekleri anlatamayacağım çünkü hepimiz farklı bir şey yediğimizi iddaa ediyoruz.Kimi dürüm diyor kimi çorba kimi cacık hatta hamburger yediğimizi iddaa edenlerde yok değil..Öğle kimse bir bok hatırlamıyor.

Diğer Ankaralı kızçemde kaldığımız haftasonun diğer tarafıda ev sahibesi anne-babanın kapıdan ilk girdiğimiz andan çıktığımız ana kadar bizi sürekli bir alkol sınavına tabii tutar gibi içirmesi oldu.İlk akşam kutlama şampanyası sabah akşama hazırlık likörleri vs vs derken cidden bir 15 gün içmesem yeter de artar bile..

Damat beyin bekar ordusu arkadaşlarını hiç anlatmıyorum bir ara kafalarını Ankaranın soğuk ve karlı kaldırımlarına vurasım gelmedi değil..

Ama her şeyi ile (bana hitap etmese de) güzeldi..Eğlenceliydi..Bir kere insanın en sevdiklerinin olduğu her yer güzel değil mi zaten?

Daha nişan bitmeden bir hafta önce nişanlanan denizlerin arasından bir tanesinin düğünü için haziran kaç biletleri pazar günü alındı bile..Bu yıl benim nedime ve teyze olma yılım ilan edildi bence..:)

Olurda bir gün beni evliliğe ikna edebilecek bir cengaver çıkarsa sadece ve sadece tek şartla düğüne ok derim..Bozcaada da olursa..ki ona da kimse yanaşmaz bende kurtulurum o güzelim ilişkiyi bertaraf etmekten..Aynı evde yaşamak neyimize yetmiyor?

nişan no:2 ile 2012 yi kapatıyoruz.

PS: anılar..güzel anılar..en sevdiklerimle kötü bir boku hatırlamıyor olmam bir gün yarayacak işime inanıyorum..

uzunbacaklibaba


11 Aralık 2012 Salı

Sürünüyoruum

- seni oralarda hasta mı ettiler? Oysa sana iyi baksınlar demistim.
- efendim? Evet fena grip oldum
- çorba gondereyim? Evini tarif et.
-gerek yok hallediyorum.
-ısrar ediyorum sesin kötü geliyor
-ısrarla hayır diyorum bende!!!!
-bak 10 gundur seni görmek istiyorum ama..
-ama?
-izin vermiyorsun . Tatlı mesafeni hep koruyorsun.
-inan nefes alamayıp konuşamıyorum kapatalım mı?
-ok sen ararsan konuşuruz. Bye bye

.………
Wooohoooo rest mi yedim yani?
Kim bana hastayken pamuk gibisin her söyleneni yapiyorsun demisti? Bildigin bi siktirgit demedim adama.
Ama gercekten tanimadigim birine aciklayamayacagim bu halimi.
Ee bu haldeyken de en tanidigim en benden olan insanlari istiyorum yanimda....Sag olsunlar kizlar hergun mama tasiuor eve.

Ya hala nişani yazamadim ama valla surunuyorum;(
Yarin ajansda yaziciiim:)

Uzunbacaklibaba

9 Aralık 2012 Pazar

:)

Nasıl güzel bir haftasonuydun sen!!
En sevdiklerimden birinin en mutlu günü için Ankaradaydık..

Anlatacak çok şey var..
Ama sabahtan beri git gide şişen sevgili bademciklerim ve çıkan ateşimle boğuşuyrum..

Yarın sabahtan yazacağım..
Nişanı..Aday adayımızın maceralarını..Bir şeyi daha hatta..

uzunbacaklibaba


7 Aralık 2012 Cuma

babaaaaaaa

Amına kodugumun rüyalarından fenalık geldi yemin ediyorum.

Babamı asla eski sevgilimin olmadığı bir rüyada göremiyorum.Yok adam gelmiyor!! Oysa onu rüyada görmek öyle güzel öyle gerçek ki. Aynı hayatta olduğu zamanlardaki gibi beni havalara fırlatıyor küfrediyor saçlarımla oynuyor. Ama yok illa eski sevgilimle aynı rüyada ve kanka modunda geliyor bu bir senedir. Ve sürekli sen bu adama yanlış yapmaacaktın diyor ulan amk adam ağzıma sıçtı!! Sevmiyorum dedi daha ne desin laaaan.

Off tabii ki her rüyada anlatamıyorum babama adamın beni sevmediğini içimden üzülmesin istediğim için hep ben başkasını seviyorum diyorum her rüyada ağzıma sıçıyor başka bir adamı istemiyorum diyor.
Bildiğiniz ya ben kafayı yedim ya babamın diğer tarafta yapacak daha iyi bir işi yok tövbe tövbe...

Hayır yeni biri hayatıma girdiğinde ne olacak ne bok yiyeceğim? :) Valla onunda rüyasına girip rahat bırak lan kızımı falan der yapar yani manyak adamdır kendisi..

uzunbacaklibaba


6 Aralık 2012 Perşembe

Güzel Yalnızlık

Yeni olan şeyleri çok sevmiyorum..
Hatta hiç sevmiyorum..Ayakkabılar hariç:)
O sebeptendir ki yarın bir hafta olacak yeni işime bir türlü alışamadım hatta ve hatta acaba bıraksam mı diye bile düşündüm.Ama sonra bok yeme otur dedim şimdilik oturuyorum.
Nasıl diye soranlara bilmem iş işte diyorum..Bakalım asıl istediğim deli gibi sadece onu yapmak istediğim işe ulaşmama kaç yıl var..

Nasıl uykum var bu aralar. Yetişemiyorum amına koyayım..Hem arkadaşlarımı çok seviyorum hem de hepsine yetişemeyince sinir oluyorum. Kendime özel bir halt yapamadığımı fark ettim.Vakıf-proje-kardeş ziyareti o bu derken yok anasını satayım spor yapmadığımı fark ettim 20 koca gündür!!Spor yapmayınca da sanki boşu boşuna yaşıyormuşum gibi geliyor.Sanırsınız olimpiyatlara hazırlanıyorum..

Beni sürekli okuyanların yeni adayımızı merak ettiğini biliyorum ama inanın anlatacak bir şey yok.Sadece eğlenceli birini tanıdım gibi hissediyorum. Hiç umulmadık bir yerde arayıp başına gelen br şeyi anlatıp beni kahkahalara boğuyor 3-4 gündür. Buluşalım demiyor romantik takılmıyor. Ama sen nasılsın günün nasl geçiyor demeden asla kapatmıyor bir güzel dinliyor sormasam da yorum yapıyor eğer anlatmassam offff sıkıcısın diyip gülüp kapatıyor telefonu ama asla neden sen aramıyorsun demiyor. Aramakta gelmiyor aslına bakarsanız. Ben bu halimi hatırlıyorum çok çok çok seneler ncesinde..Aman aman diyip susuyorum..

Neyse şimdilik hala kendi hayatıyla ne yapacağını bilemeyen güzel bir yalnızlık içindeyim..Sevdim de bu halimi..Ama sadece birini gerçekten çok sevdiğim halimi özledim..

uzunbacaklibaba




3 Aralık 2012 Pazartesi

Bu Yetiyormuydu?

Denemeden bilemezdim değil mi?
Çok keyifliydi.. Beni sürekli gülerek, hallerime taklitlerime enteresan bir gülücükle karsilik vererek dinledi bütün akşam..
Küfürlerime kadeh kaldırdı.
Rakı içmiyor olmama da O küfretti.
Deli gibi yemek yememle dalga geçti.
Garsonla koyu bir muhabbete daldı..
Türk futboluna tüü kaka dedi..
En önemlisi de gerçekten öyle katıksız anlattı ki hayatını..Mesela garip bulacağım yanlarını gayet rahat söyledi... Ben buyum işine gelirse dedi hatta bir ara rakının dibini görmeden..

Bu ne içtenlik dedim..
Ben buyum uzunbacaklibaba. Bu adamı istersen tanırsın istemezsen sen bilirsin ama etrafındaki adamlar gibi ispatlamakla uğraşamam kendimi. Ben seni tanımayı çok istiyorum dedi. Sustum.. Artık gitmeliyim çok yorgunum 3 saat uyudum dün gece dedim.
Eve bırakmasına izin vermedim ısrar etmedi.

Bu gün hiç bir şey düşünmek istemiyorum..
Hayatımda ihtiyacım olan reelliği bile düşünmek istemiyorum..
Ne istediğimi bilmek istemiyorum..

Tek bildiğim bu adamın son 3 saattir beni normal hayatın dışına aldığı.. Bu yetiyor muydu?

Uzunbacaklibaba

2 Aralık 2012 Pazar

Garip

İşin garip tarafı birinin beni sevmesini değil benim birini çok sevdiğim zamanları özledim..

1 Aralık 2012 Cumartesi

Denemeden ...

Denemeden bilemem ki dedim CA ' ya.
Eğleniyorum, dinleniliyorum, önemseniyorum, düşünülüyorum, merak ediliyorum, anlattıklarım yalaka olmadan karşı çıkacağım bilinsede eleştiriliyor ve en önemlisi onu dinlemekten keyif alıyorum..Arkadaşlık ötesinde konu karşı cinse gelince tek adam var her kelimesini dinlediğim.
Dinleyebilmek öyle önemliydiki benim için..

Pazartesi Akın Balık? İtiraz kabul etmiyorum sen öyle üşüyorum diye söylenecek bir kız degilsin diye bi mesaj geldi..
Daha yanıtlamadım ama CA' ya denemeden bilemem ki dedim az önce telefonda..

Uzunbacaklibaba